Ruhsal travma kişinin veya yakınlarının fiziksel bütünlüğünü tehdit eden, insanın deneyim sınırları dışındaki olaylara verdiği yoğun korku, dehşet ve çaresizlik hissidir. Doğal afetler (deprem, sel gibi), trafik kazaları, cinsel taciz, tecavüz, terörist saldırılar, işkence gibi olaylar travmatik olaylardır. Doğrudan yaşamak kadar tanık olmak da bozukluğa yol açabilir.
Travmatize olan kişide olay tekrar tekrar anımsanıyor veya rüyada görülüyorsa, travma anı tekrar yaşanıyor gibi hissediliyorsa, olayın anımsatıcıları ile karşılaşıldığında yoğun sıkıntı yaşanıyorsa, kişi olayı anımsatan yer, kişi veya etkinliklerden kaçınıyorsa, travmanın önemli bir kısmı anımsanamıyorsa, ilgi ve isteği azalmışsa, insanlara yabancılaştığı duygusuna sahipse, gelecekten beklentisi kalmamışsa, uykuya dalmada güçlük çekiyorsa, tahammülsüzlük ve öfke patlamaları oluyorsa, konsantre olamıyorsa, tetiktelik hali varsa, aşırı irkilme tepkisi gösteriyorsa "Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB)"ndan bahsedebiliriz.
Amerika'da yapılan bir araştırmaya göre toplumda yaşam boyu TSSB oranı %9, travmaya maruz kalanlarda TSSB sıklığı ise %23.5'tir. Ülkemizde yapılan bir araştırmaya göre toplumumuzda yaşam boyu TSSB oranı %14.6'dır.
Tedavide ilaç tedavisi ve/veya psikoterapi uygulanmaktadır. TSSB'de antidepresanlar ve/veya duygudurum dengeleyici ilaçlar en az 1 yıl boyunca kullanılmalıdır.